MTV, hazırladığı interaktif Gif Me More Party web uygulaması ile kullanıcılara farklı bir video müzik deneyimi yaşatıyor. Hikayede birçok karakter yer alıyor, siteyi ziyaret eden kullanıcılar karakterlerden istediğini seçerek partiyi seçtiği karakterin gözünden yaşıyor, aynı zamanda müzik dinliyor. MTV bu uygulamayla sitede kalma süresini artırmayı başarıyor. Kullanıcıların ortalama 16 dakika boyunca sitede kalmaları sağlanıyor.
IKEA 9 – 10 metrekare gibi alanlarda bir mutfağı güzel ürünleriyle nasıl dekore edeceğinizi bir katalog ile sunmak yerine mutfak hikayeleri oluşturarak müşterilerine farklı bir deneyim yaşatıyor. Rusya’daki IKEA için hazırlanan web sitesinde her birinin farklı bir hikayesi olan mutfaklar seçilebiliyor ve bu mutfakta hikayedeki kişilerin gözünden mutfaklar farklı noktalardan izlenebiliyor. İzleme sırasında IKEA’dan alabileceğiniz ürünler için hikaye akışında tıklanabilir butonlar beliriyor, kullanıcı tıkladığında ürün hakkında bilgi alabiliyor, alışverişini gerçekleştirebiliyor. IKEA bu sayede ürün satışlarında önemli bir artış yakalamayı başarıyor.
Sosyal oyunları sosyal platformlar üzerinde oynanan oyunlar olarak tanımlayabiliriz. Hedef kitle olarak sosyal oyunlar, konsol ve büyük çaplı PC oyuncularından ayrılıyor. Konsol oyuncuları oyun dünyasında eskiden beri yer alan, oyun oynamayı seven bir grup iken sosyal oyunlarda hedef kitle çoğunlukla oyun dünyasıyla yeni tanışan, her yaştan kişiye hitap eden oyunlar. Bugün baktığımızda daha önce bilgisayar kullanmayıp Facebook ile bilgisayar kullanmaya, ardından bu platformda oyunlar oynamaya başladıkları örneklere rastlıyoruz. Bu oyuncuların orta yaş ya da büyük yaşlarda olması da platformun gücünü kavramamızı ve önemsememiz gerektiğini gösteriyor. Sosyal oyunlar diğer oyunlardan kolay oynanabilirliği ile oyuncuların hızlı bir şekilde oyunda yer almalarını sağlıyor. Facebook da kolay oynanabilir oyunlarıyla artık sohbetten ziyade en çok oyun oynama amaçlı kullandığımız bir platform haline gelmeye başladı.
Sosyal oyunlarda oyun oynarken aynı zamanda arkadaşlarımızla sohbet edebiliyor olmamız, fotoğraflarına bakıp yorum yapabilmemiz ve arkadaşlarımıza oyun içinden istekler gönderebilmemiz diğer oyun platformlarında pek mümkün olmayan özellikler arasında yer alıyor.
Webrazzi TV’de Sosyal Garaj programında sosyal ve mobil oyunlar ile ilgili profesyonelleri konuk eden Özgür Bayraktar, TRT’de katıldığı Bugün programında sosyal ve mobil oyunların egemenliği konusunu aktardı. (Yazının devamında videoyu izleyebilirsiniz.)
Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu’nun (TÜDOF) temel amacı her türlü dijital ve dijital ortamda oyun oynayan, ülkemizde sayıları on milyonu aşkın oyunculara, oyuncu topluluklarına hizmet etmektir. Dijital oyunlar; PC oyunları, konsol oyunları, online oyunlar, mobil oyunlar ve arcade oyunlar olarak beş ayrı kategoriden oluşmaktadır.
Enduro Racer, Last Ninja 2, Street Racer (ilk multiplayer oyun), İstanbul Kıyamet Vakti, SüperCan ve I Can Football (11×11 ilk multiplayer oyun, yeni oyunu Manchester United ile anlaşmalı olarak çıkıyor) gibi özgün içerikli oyunlar ile çok sayıda ödül alan, oyun denildiğinde sadece Türkiye’de değil dünyada önemli bir yere sahip olan Mevlüt Dinç bu federasyonun ilk başkanı idi. İngiltere’de Z-X Spectrum oyun bilgisayarı ile tanışmasıyla başlayan oyun geliştirme macerası, Mevlüt Dinç’i çalışkanlığıyla bu alanda zirvedeki isimlerden biri yapmış. Yurtdışında kariyerine devam ederken bilgi birikimini, deneyimlerini Türkiye’ye gelerek ülkemizdeki potansiyelin oyun dünyasında yer alabilmesi için Sobee Studios’u kurmuş, ardından bu kuruluş Türk Telekom tarafından satın alınmış. Çok başarılı bir geçmişe sahip olan Mevlüt Dinç, TÜDOF kuruluş amacını ve önemini birçok röportajında dile getirmiş.
Mevlüt Dinç’in TÜDOF kuruluşunu, mobil ve sosyal oyunları anlattığı TechnoLabs ile olan TÜDOF röportajını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Turkcell “Hayat paylaşınca güzel” kampanyası kapsamında SMS yazarken hız rekoru kıranlara 1 dakika süre verilip ellerini kullanmadan 3 kelime yazmaları istendi. Cevahir alışveriş merkezinde gerçekleşen bu kampanyada eski tuş takımları kullanıldı, katılımcılar çeşitli ödüller kazandı.
Son kullanıcılar için eskiden bir ürünün fonksiyonalitesi, yaptığı iş önemli iken artık günümüzde “Çalışsın da nasıl çalışırsa çalışsın!” demeyi bırakıp daha hızlı ve daha kullanışlı olan alternatiflerini değerlendirmeye başlar olduk.
Dijital ortamda uygulamalarımızın tasarımını Photoshop, Illustrator gibi uygulamalarla yapabiliyor; dijital olmayan ortamlarda ise bir kağıda çizebiliyoruz. Balsamiq Mockups da web sayfaları, desktop uygulamaları, mobil uygulamalar gibi hizmetlerin tasarımlarının etkili ve kolay bir şekilde hazırlanabilmesi için güzel bir tool hazırlamış. Biz de yazımızda bu araç ile hazırlanmış örnekleri ve bloğumuzun şu anki tasarımını paylaşarak bu toolu tanıtacağız. Tasarımlarınızı development aşamasına iletmeden önce bu araç ile etkileyici tasarımlar hazırlayıp uygulamanızın nasıl olacağını istediklerinizle paylaşabilirsiniz.
Balsamiq bulundurduğu iPhone, buton, metin kutuları gibi birçok araçla mobilden web tasarıma birçok ihtiyacınızı karşılamayı başarıyor. Aşağıdaki videoda uygulama ile neler yapabileceğimize bakalım.
Yaratıcı Heineken Reklamları yazımızda Heineken markasının başarılı reklam örneklerini paylaşmıştık. Heineken, futbolseverler için hazırladığı Heineken Star Player mobil uygulaması ile hem markasını güçlendirmeyi başarıyor hem de futbolun gücünden faydalanarak daha geniş kitlelere ulaşmayı başarıyor. Uygulama iPhone, Android ve Facebook gibi platformlarda kullanılabiliyor.
Futbol izlerken “Gol olur!” yorumunu yapmayı severiz, çoğumuzun aklına da reklamlardan ve Cem Yılmaz’ın filminden Rıdvan Dilmen gelir hatta. Maç sırasında tahmin yapmaya çalışan futbolseverlerin ihtiyacını karşılamak üzere Heineken çok başarılı ve yaratıcı bir Gamification uygulama örneği ortaya koymuş. Uygulamada, canlı izlediğimiz futbol maçındaki olası golleri veya olayları 30 saniye öncesinden tahmin etmeye çalışıyoruz. Tahminimize göre de puanları toplayıp arkadaşlarımızla veya dünyada bu uygulamayı kullanan diğer insanlarla rekabet edebiliyoruz.
Penaltı, serbest vuruş, köşe vuruşu gibi maçın kritik anlarında ya da maçın herhangi bir anında önümüzdeki 30 saniyede gol olur tahmininde bulunabiliyorsunuz. Doğru tahminlerde bulundukça puanları topluyorsunuz. Maç sırasında uygulamayı kullandıkça daha sürükleyici bir maç deneyimi yaşıyorsunuz. Barcelona – Real Madrid gibi bir karşılaşmada maçın heyecanını uygulama ile daha çok hissedebiliyorsunuz.
Önceki yazılarımızda müşterilerin isteklerinin değiştiğini, aldıkları ürün ya da hizmetten duygusal olarak da tatmin olmak istediklerini aktarmıştık. Tek taraflı iletişimin olduğu sinemada da Last Call adlı film ile izleyicilerin filme dahil olmaları sağlanarak bu değişime ayak uydurulmaya çalışılmış.
Filme gelen izleyiciler kapı girişinde cep telefonu numaralarını veriyor. Ajansın geliştirdiği yazılım, izleyici ile telefon numarasını eşleştiriyor. Film sırasında başrol oyuncusu, izleyicileri rastgele arayarak ne yapması ve nasıl kaçması gerektiğini soruyor. Bu sorular “Evet”, “Hayır” ya da “Sağ”, “Sol” gibi tek cevaplı sorular oluyor. IVR (Interactive Voice Response) sistemi ile izleyilerin cevapları algılanıyor, filmin kahramanı izleyiciden aldığı bu komutlara göre hareket ederek filmin farklı sonlarla sonuçlanması sağlanıyor. Film interaktif olmasının yanında cep telefonu kullanımında da bir ilk.
Aşağıdaki video filmde olanları özetliyor.
Avustralya’da yaşayan 24 yaş ve altındaki gençlerin neredeyse yarısının hayatlarında hiç Coca Cola içmediğini gören firma, bu insanlara Coca Cola ürününü tattırmak için zahmetli ama bir o kadar da eğlenceli bir işe imza atmış. Şişe ve kutulardaki klasik Coca Cola logosunun yerine Avustralya’da en çok kullanılan 150 ismi şişe ve kutuların üzerine basan Coca Cola öncelikle internet ve televizyonda başlattığı kampanyayı, dijital ve interaktif yollarla tüm ülkeye yaydı.
Ardından Avustralya’da en çok kullanılan 150 ismin üstünde basılı olduğu şişeleri ülkenin dört bir yanındaki alışveriş merkezlerine göndererek tüketiciyle buluşturan Coca Cola aynı zamanda Sydney‘de insanların en yoğun olarak bulunduğu noktalardan birine de daha fazla bilinirlik yaratmak adına kullanıcılar tarafından anlık olarak kontrol edilebilen büyük bir interaktif billboard inşa etti.
Pepsi Sosyal Otomat Makinesi yazımızda Pepsi’nin otomat makinelerini nasıl sosyalleştirdiğini ve aynı yazının devamında Coca Cola Mutluluk Makinesi viralini paylaşmıştık. Markalar bu otomatları sosyalleştirmeye devam ediyorlar, içine Gamification da katıyorlar.
Coca Cola Zero, James Bond filmi 007 Skyfall’un tanıtımı kapsamında bondseverlere 70 saniyeliğine James Bond olma şansı tanımıştı. Katılımcılar, hedefe 70 saniye içinde çeşitli zorluklar altında ulaşmaya çalıştılar. Bir tren istasyonunda gerçekleşen aktiviteye dahil olan katılımcılardan, hedefe ulaşabilenler filme bilet kazandılar. Bu viral video çok ses getirdi, videonun YouTube’da beş gün içinde yaklaşık dört milyon kere izlendiğini hatırlatalım.