1

Wolfenstein 3D Oyununun Hikayesi, Öncesi ve Sonrası Wolfenstein Oyunları

wolfenstein-3d-tarihi

Oyun Dünyasına Yön Vermiş Oyunlar yazımda Wolfenstein 3D oyununun FPS oyun türündeki öneminden bahsetmiştim. Akıllarda iz bırakan bu oyun aslında Wolfenstein serisinin ilk değil üçüncü oyunudur. Gelin şimdi merkeze bu oyunu alarak öncesindeki ve sonrasındaki oyunlara da değinerek bu önemli seriyi inceleyelim.

Wolfenstein 3D Konusu:

id Software tarafından geliştirilen Wolfenstein 3D oyununda Polonyalı asker William J. “B.J.” Blazkowicz’in Nazi kampından kaçma hikayesini canlandırıyorduk. Oyunun son boss’u tahmin edebileceğiniz gibi Hitler’in kendisiydi.

Wolfenstein 3D ilk zamanlarda önce 10 levelden oluşan Episode 1 (Bölüm 1) içeriği ile shareware formatında dağıtılmaya başlanmış; ardından The Nocturnal Missions adı ile toplam 3 episode içeren oyunuyla daha geniş kitlelere yayılmış. (Bunu yazarken günümüzde Episodelar halinde yayınlanan The Walking Dead, Game of Thrones gibi oyunlar geldi aklıma 🙂 )

Üçten fazla Episode bulabileceğiniz oyunun tüm bölümlerine ait detaylı hikayelerini yazının sonunda vereceğim linklerden okuyabilirsiniz, buraya hepsini yazarak yazıyı çok uzatmak istemiyorum 🙂

wolfenstein-3d-kapak-resmi

Wolfenstein 3D Oynanış:

Şu an çeşitli web sitelerinde Web Tarayıcınız üzerinden ya da Steam gibi platformlar üzerinden satın alarak oynayabileceğiniz bu oyunun klavye ile daha rahat oynanabildiğini söyleyebilirim.

Çeşitli episodelardan oluştuğunu belirttiğim bu oyunda levellar aslında Floor olarak geçiyor. Yani Floor 1’de (1. Kat’ta) oyuna başlıyorsunuz. Bu katın sonunda asansörü bulup bir üst kata çıktığınızda yeni level’a (ya da Floor’a) atlamış oluyorsunuz. Oyun tüm episodelarda bu şekilde ilerliyor ve 9. katta bosslar çıkıyor. Bu katta boss’u öldürdükten sonra Floor 10 adlı Secret Floor (Gizli Kat) açılıyor. Oyun katlardan oluşmasına rağmen merdiven gibi objeler bulunmuyor ve bütün objelerin 90 derece yani dik konumda olduğu bir platformda ilerleniyor.

Oyunda çok az texture (kaplama) kullanılmış olması nedeniyle her kapı ve duvar birbirine benziyor. Bu nedenle hep aynı noktadan geçiyormuş gibi hissediyoruz ve yönümüzü bulmakta zorlanıyoruz. Ayrıca oyun boyunca birçok duvarda Hitler’in fotoğrafını görüyoruz.

Çok sayıda bulunan kapılar otomatik açılmıyor. Yanlarına yaklaştığınızda, kapı açma tuşu olarak hangi tuşu belirlediyseniz, o tuşa basmanız gerekiyor. Bazen sinir bozucu olabiliyor bu durum 🙂

Silahımız oyun ekranının ortasında bulunuyor ve oyun boyunca silahımız değişse de bu şekilde ilerliyoruz. Nişan almak için beliren bir nokta, kare vs. yok. Silahımızı askerin, köpeğin ya da diğer düşmanların bulunduğu konuma göre ayarlayınca çok uzaktan ateş etsek de genelde vurabiliyoruz. Silahımızı aşağı veya yukarı hareket ettirme şansımız bulunmuyor.

Ekranın alt tarafında karakterimizin can hakkını ve seviyesini, mermi sayısını gibi bilgileri gösteren bir bar bulunuyor. Dikkat ederseniz Doom‘da da bunun çok benzeri bir bar vardır ki bunda John Carmack‘ın parmağı olsa gerek 🙂 (aşağıdaki iki ekran görüntüsünü bu karşılaştırma için ekledim). Zaten Doom’un ilham kaynağı da Wolfenstein 3D diyebiliriz. Karakterimiz yara aldıkça ya da sağlık nesnesi topladıkça yüzündeki değişimleri buradan görebilirsiniz. Şimdiki oyunların aksine o dönemin FPS oyununda tıpkı Super Mario ve diğer oyunlarda olduğu gibi 3 can hakkı tanınmış olduğuna şahit oluyoruz.

wolfenstein-3d-toyun-ici-goruntu

Doom

Oyunda bazı gizli kapılar ve duvarlarda bulunuyor. Bunların arkasındaki odalarda genelde silahlar ya da gizli hazineler bulunuyor.

Bu oyunda yaratıklar bulunmuyor; ancak serinin ilerleyen oyunlarında yaratıklara da yer veriliyor.

Wolfenstein 3D Öncesi:

castle_wolfenstein

Wolfenstein 3D öncesinde 1981 yapımı Castle Wolfenstein adlı ilk oyun ve 1984 yapımı Beyond Castle Wolfenstein adlı ikinci oyun bulunuyor. Bu oyunlar tahmin edebileceğiniz gibi Atari ya da Commodore’dan alışkın olduğumuz 8 bit gibi görüntülere sahip. Wolfenstein 3D aslında ilk oyunla aynı hikayeye sahip diyebiliriz. Yine Nazilerden kaçmaya çalışıyoruz.

Bu ilk iki oyun ilginç özellikleri barındırıyor. Örnek olarak;

  • Metal Gear serisi kadar gizlilik ön planda değil aslında ama yine de isterseniz gizlenerek ilerleyebilirsiniz ve böylece karşınıza çıkan askerler ile silahlı saldırıya girmeye gerek kalmadan ilerleyebilirsiniz.
  • Karşınıza çıkan askerler ellerini kaldırarak teslim olduklarını belli ediyorlar. Ateş edip öldürmek ya da doğrudan ilerleyip uzaklaşmak sizin elinizde.
  • Öldürdüğünüz bir askerin kıyafetini giyebiliyorsunuz (yine gizlilik öğesi barındıran bir hareket diyebiliriz ve bana ilk anda Hitman serisini hatırlatıyor 🙂 ) ama bunun için yaklaşık 10 saniye sizi bekletiyor. Yani bu elbiseyi giyebilirsin ama bir elbise giymek gerçek hayattaki gibi biraz zaman alır duygusunu vermeye çalışıyor.
  • Bir kapalı kutu gördüğünüzde içini karıştırarak mermi vs. bulabilme imkanınız var. Bunu da yine zamana bağlıyor, yaklaşık 120 saniye beklemeyi göze alırsanız (oyunda saniye daha hızlı aktığından gerçek hayatta 120 saniyeden az bekleme imkanınız olabilir) bu sürpriz eşyaya ulaşabilirsiniz.

wolfenstein-ilk-oyunlar

Wolfenstein 3D Sonrası Oyunlar:

Wolfenstein 3D ile aynı yılda yani 1992’de Spear of Destiny adlı oyun da yayınlanıyor. Bu oyun aslında Wolfenstein 3D ile hemen hemen aynı diyebiliriz. Genelde göze çarpan belirgin fark kullanılan textıre sayısındaki artış oluyor. Bu oyun Wolfenstein kadar akıllarda yer edinemedi.

2001 yılında ise Return to Castle Wolfenstein adlı oyun yayınlanıyor. Hatırlarsanız serinin ilk oyunun adı Castle Wolfenstein idi. Bu oyunun hikayesini uzun uzun anlatmak yerine NTV Arşivi’nden bulduğum bu yazıyı okumanızı tercih ederim. 2001 yılında yazılmış bu Türkçe içeriği bulup okumak beni heyecanlandırdı, siz de göz atabilirsiniz 🙂

2003 yılında çıkan Wolfenstein: Enemy Territory ise özellikle Multiplayer moddaki başarısı ile dikkatleri çekmişti. Hızlı oynanış ve arkadaşlık sistemi oynanışı ile ekip ruhunu yaşatıyordu.

Aşağıdaki başlık altında serinin tüm oyunlarının listesini bulabilirsiniz. Günümüze kadar bu serinin yaşıyor olması şaşırtıcı.

Wolfenstein Serisi:

Seriyi toparlamak gerekirse aşağıdaki oyunları kronolojik sırada sunabiliriz:

  • Castle Wolfenstein (1981)
  • Beyond Castle Wolfenstein (1984)
  • Wolfenstein 3D (1992)
  • Spear of Destiny (1992)
  • Return to Castle Wolfenstein (2001)
  • Wolfenstein: Enemy Territory (2003)
  • Wolfenstein RPG (2008)
  • Wolfenstein (2009)
  • Wolfenstein: The New Order (2014)
  • Wolfenstein: The Old Blood (2015)

Not: Listeye bir de oyunun mobil versiyonu olan Wolfenstein 3D Classic adlı iOS oyununu da eklemekte fayda var. Bu oyuna da buradan ulaşabilirsiniz.

Wolfenstein-Series-Wikipedia

 

Bu Yazıyı Yazmama İlham Olan Video:

Severek takip ettiğim TeknoSeyir sitesinde Tozlu Raflar kategorisi gerçekten çok ilgimi çekiyor. TeknoSeyir’in bu sayfasından izleyebileceğiniz video linkini aşağıya da ekledim.

 

Son olarak Wolfenstein 3D tüm episode hikayelerini aşağıdaki sayfalardan okuyabilirsiniz.

http://www.wolfenstein3d.co.uk/storyline.htm

http://www.wolfenstein3d.co.uk/story.htm

 

Bol oyunlu günler 🙂

Volkan Sel

Merhaba, Bilişim sektöründe Analist olarak çalışıyorum, aynı zamanda blog yazarıyım. Mobil Uygulamalar, Oyun Tarihi ve Oyun Türleri, Mobil Cihazlar, Dijital Pazarlama, Usability gibi konular ile ilgilenmekteyim.

One Comment

  1. Gençlik yıllarımın ve bilgisayarla ilk tanışma yıllarımın unutulmaz oyunu. Başka dünyalarda yaşamak gibi birşeydi. 90 yıllarda severek oynadığımız bir oyun. Anılarım canlandı 🙂

KUTAY için bir cevap yazınCevabı iptal et