İş Dünyasının Dijital Sonrası Çağa Uyum Kılavuzu
Yuval Noah Harari’nin Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens ve Charles Darwin’in Türlerin Kökeni kitaplarını okuduktan sonra sık sık karşıma reklam olarak çıkmaya başlayan Dijital Darwinizm adlı bu kitap, isminde Darwinizm geçiyor olması nedeniyle bende büyük bir merak uyandırmıştı. Kitabın yazarı Tom Goodwin, okurların ilgisini çekecek oldukça güzel bir isim seçmiş diyebilirim.
Dijital Darwinizm, ismi gereği bizi teknoloji alanında geçmişten günümüze kadar bir tarih yolculuğuna çıkaracak diye bekliyoruz. Sonra da gelecek üzerine tahminlerde bulunacaktır diye umuyoruz. Sizi bilmem ama en azından kitabı okumadan önce bende çağrıştırdığı şeyler bunlar olmuştu. Peki kitap gerçekten bu şekilde mi? İçindekiler bölümüne bakarsanız bu soruya “Kısmen evet.” diyebilirim. Kitap 3 (üç) ana kısımdan oluşuyor ve tahmin edeceğiniz üzere ilk kısımda geçmişten; ikinci kısımda şimdiden ve üçüncü kısımda gelecekten bahsediyor.
Dijital Darwinizm Aslında Ne Demek?
Yazar Tom Goodwin, kitabın yazılma amacını aşağıdaki şekilde açıklıyor.
“Bu kitap geleceği anlamak için geçmişten ders almak, nelerin değiştiğine bakmak, en önemlisi de nelerin değişmediğini görmek için tasarlandı.” (Dijital Darwinizm, Syf:13)
Kitaba ismini veren Dijital Darwinizm’in tanımını ise aşağıdaki şekilde yapıyor.
“Dijital Darwinizm, her tür gibi şirketlerin de zamanla gelişmek, en verimli hale ulaşmak, seçici biçimde üremek, ağır ağır da olsa istikrarlı ve kesin olarak kanıtlanmış bir evrimle daha iyi olmak üzere tasarlandığı düşüncesidir.” (Dijital Darwinizm, Syf:35)
Bu tanım gerçekten de bizim düşündüğümüz “evrim” ile örtüşüyor gibi. Doğal seleksiyon açısından düşünürsek; adaptasyon yeteneği güçlü olan şirketler hayatta kalmayı başarırken diğerleri belki de tarihin tozlu raflarına kaldırılacak.
Birinci Kısım — Geçmiş
Kitapta birinci kısmın adı “Bağlamda Değişim” olarak geçiyor ama içeriğine bakınca bunu “geçmiş” ya da “teknolojinin tarihi” gibi yorumlayabiliriz.
Kitabın bizi geçmişe götürdüğü bu başlangıç bölümlerinde elektrik konusu çok önemli yer tutuyor.
Yazar Tom Goodwin kitapta elektrik konusuna epey bir uzun şekilde yer vermiş. Bir de bu bölümler yer yer teknik dile yakın olduğundan biraz beni sıktı diyebilirim. Diğer birçok kitap gibi elektriğin temel önemine, insanların hayatlarında yarattığı değişikliklere daha özet bilgiler içererek ilerleyip kısa tutsaymış sıkıcı olmak yerine ilgi çekmeyi başarabilirmiş diye düşünüyorum. Bu kadar ağır elektrik detayı okumak beni yoruyor, bunun yerine açıp Tesla ile Edison hikayelerini okumak ya da bir video izlemek bana daha keyifli geliyor açıkçası.
İkinci Kısım — Şimdi
Yazar, aşağıdaki üç değişimin şimdiki yaşamı daha zor hale getirdiğini ve bunun sonucunda şirketlerin kendilerine meydan okumaları gerektiğini düşünüyor.
- Hızlı küresel değişim: Dünya hızlı değişimler yaşarken çoğu şirketin değişim ve uyum becerisi hızlanmadı.
- Büyüklüğün önemini yitirmesi: Şirketinizi büyük yapan şeyler sizi artık hantallaştırmaya başlamış olabilir ve değişime ayak uyduramamanıza sebep olabilir.
- Asi şirketlerin yükselişi: Bu şirketlerin pazarı değiştirmesi.
Bu maddeleri dikkate alarak kitap size şu soruları sormaya çalışıyor:
- İşletmeniz bugün kurulsa neye benzerdi?
- Ne yapardı?
- Nasıl yapardı?
- Nasıl para kazanırdı?
- Neyi yapmaya devam eder, neye hiç girişmezdiniz?
Yazar kitapta bir de 2015 yılında TechCrunch’ta yer alan “Müşteri Arayüzü İçin Savaş” başlıklı yazısındaki aşağıdaki sözlerine yer veriyor. Bu cümleler günümüzdeki şirketlerin nasıl bir değişime gittiklerini çok güzel özetliyor. Yazarın da dediği gibi “ilginç bir şeyler oluyor.” ve aşağıdaki listeyi Spotify, Netflix gibi birçok örnekle genişletebiliriz.
- Dünyanın en büyük taksi şirketi Uber’in aracı yok.
- Dünyanın en popüler medyasının sahibi Facebook içerik üretmiyor.
- En değerli perakendeci Alibaba’nın envanteri yok.
- Dünyanın en büyük konaklama şirketi Airbnb’nin hiç gayrimenkulu yok.
Üçüncü Kısım — Gelecek
Tom Goodwin, yeni olan her şeyin bir anda sırası ile sihirli, mucizevi, zaten beklenen, sonra da hayal kırıklığı olduğunu söylüyor. Şu an Facebook’u bile düşünecek olursanız başlangıçta bizim için sihirli bir yenilikti, ardından mucizevi. İlkokul arkadaşlarımızı bile bulabiliyorduk (bu gerçekten iyi bir şey miydi bilmiyorum). Sonra hayatımızda bu uygulama hep varmış gibi davranmaya başladık. Sonra yaşlı amcalar, teyzeler Facebook’a geldi diyerek Instagram gibi başka uygulamalara geçiş yaptık ve bir anda Facebook bazılarımız için artık yüzüne bakmadığımız (herkes için değil elbette) bir hayal kırıklığına dönüşmeye başladı.
Gelecekteki konularımız arasında elbette şu başlıklar var:
- Yapay zeka
- Big Data
- İstediğimiz yerden çalışmak
Kitapta gelecek ile ilgili kısımlar beni yeterince tatmin etmedi. Zaten aşağıda “Sonuç” bölümünde sebeplerine değineceğim.
Sonuç
Dijital Darwinizm, merakla okumaya başladığım ancak çok da yeni şeyler söylemeyen, ortalama bir kitap benim için. Aslında bu yorumumu biraz şuna benzetiyorum; ben tarihçi olmadığım için Sapiens kitabından çok etkilendim, her şeyi güzel bir sıralamada ve akıcı bir dille anlatıyordu ancak Bunu Herkes Bilir kitabının yazarı tarihçi Emrah Safa Gürkan, Flu TV kanalındaki şu videoda Sapiens kitabının kendisine bir şey vermediğini, buna karşılık basit ve anlaşılır bir kitap olduğunu ve eski dönemdeki insanlarla günümüz insanları başarılı argümanlar ile karşılaştırma yaparak anlatması nedeniyle kitabın başarılı olduğunu söylüyor. Ben de mesleğim gereği teknolojinin içerisinde bulunan biri olarak bu kitabı okuduğumda bana çok da yeni bir şey katmadığını söylüyorum ancak siz başka bir alanda olup bu kitabı okuyorsanız benden farklı yorumlar yapma ihtimaliniz yüksek olabilir.
Dijital Darwinizm kitabı ile ilgili yorumlarımı özetleyecek olursam:
- Yazar, Tarım Devrimi’ne çok kısa değinip en son günümüz Yapay Zeka konularına kadar geliyor. Ancak bunu yaparken “elektrik” konusuna o kadar çok sayfa ayırıyor ki ben bir yerden sonra sıkıldım açıkçası. Sizin ilginizi çekerse okumak size kalmış elbette.
- Big Data konusunu önemsiyor ancak sadece veri yorumlamanın yeterli ve anlamlı olmadığını vurguluyor. Düşüncelerinin ne kadar kuvvetli olduğunu yorumlayabilmek için farklı kaynaklara da bakılması gerektiğini düşünüyorum. Örnek olarak henüz okuyamamış olsam da Bernard Marr’ın Büyük Veri İş Başında — 45 Yıldız Şirket Büyük Veri’yi Nasıl Kullandı? adlı kitap belki bu konuda bize yardımcı olabilir. Kitabı okuduktan sonra tekrar değinmek istiyorum açıkçası.
- Teknoloji değil “empati” demeye çalışıyor yazar. Teknolojiye odaklanıyoruz, bunun yerine odaklanmalıyız diyor. Teknoloji amaç değil, araç meselesi yani.
- Yazının başında aktardığım düşüncemi tekrarlıyorum. Eğer özellikle Bilgisayar Mühendisi, Yazılımcı gibi mesleklere sahipseniz bu kitap size yeni bir şey sunmayacak ancak farklı alanlardaysanız Sapiens benzeri anlaşılması kolay ve yeni bilgiler katabilecek bir kitap olarak gelecek size.
Kitaba genel puanım 3/5.
İyi okumalar 🙂
Goodreads uygulamasında beni takip etmek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Medium’da yazılarımı takip etmek isterseniz: medium.com/@sel.volkan
Görsel Kaynaklar:
- Unsplash.com