0

YGA 2013 Zirvesi için Son Başvuru Tarihi 8 Kasım

YGA Zirvesi 2013

YGA’ya 2011 yılında yaptığım ilk başvuruda seçilememiş ancak bir sonraki yıl için yaptığım başvuru sonucunda zirveye katılma hakkı kazanmış ve ardından mülakatlara çağrılmıştım. Mülakatların ardından YGA Gönüllüsü olarak ODP (Oku Düşün Paylaş) seanslarında moderatör olarak görev almaya başladım.

2012 YGA Zirvesi’nde birçok önemli yöneticiyi dinleme fırsatı bulmuştum. Çok heyecanlandığım ve başvurduğum için çok mutlu olduğum bir zirve olmuştu. Zirvede en çok etkilendiğim isimler ise engel tanımayan Kerim ve Selim Altınok kardeşler olmuştu. “Engelleri Aşan İki Kardeşin Muhteşem Takım Çalışması” blog yazımda bu deneyimi aktarmıştım. Bu yıl da yazının başındaki resimden göreceğiniz üzere önemli katılımcılar olacak zirvede. Deneyimlerini ve neden YGA’nın bir parçası olduklarını anlatacaklar.

Zirveye başvurmadan önce YGA ile ilgili bilgileri internetten araştırmaya çalışmıştım. Çok sayıda olumlu ve olumsuz yorumlarla karşılaştım. Olumsuz yorumların daha çok YGA’ya dahil olmamış ya da olamamış kişilerden geldiğini gözlemledim. Birçok kişi başvuru sırasında alınan ücreti eleştiriyordu ancak toplanan bu paraların ne amaçla kullanıldığı zaten başvuru yapan adaylar ile paylaşılıyor. Zirve İstanbul’da yapılıyor olsa da çok sayıda gönüllü şehir dışından geliyor, toplanan bağışlar da ulaşım ve yiyecek giderleri için harcanıyor. Başvuru yapıp yapmamak konusunda da özgürüz.

YGA (Young Guru Academy) resmi internet sayfasında Hakkımızda sayfasında Vizyonunu şu şekilde açıklıyor:

YGA’nın hayali yaratıcı, yenilikçi sosyal sorumlu liderleri keşfetmek ve yetiştirmektir.
YGA’nın vizyonu ise yarının liderlerini derinleştirmek, zenginleştirmek ve ilhamlandırmak ve onların sosyal yenilikçi potansiyellerini açığa çıkarmak için katalizör olarak hizmet etmektir.

Gönüllü olarak yaptığım görevle, YGA’nın Vizyonunun örtüştüğünü çok rahat söyleyebilirim. İlkokul öğrencileri ile gerçekleştirdiğimiz seanslarda çocuklardaki ve kendinizdeki isteği ve her yeni seansta değişimi farketmeniz gurur verici oluyor. Zamanla çocuklarla o kadar kaynaşıyorsunuz ki onların hayatına dokunmak, sizi sevdiklerini, söylediklerinizi ve yaptıklarınızı önemsediklerini bilmeniz çok önemli bir hal alıyor. ODP sırasında yorumlamalarını istediğiniz bir cümleden ya da hikayeden daha önce çıkarmadığınız sonuçlar ile karşılaşabiliyor, hayal güçlerinin sınırları olmadığını tekrar tekrar görebiliyorsunuz. En keyifli anlar ise seansın sonuna doğru ekipçe oynadığımız oyunlarda ya da çalışmalarda yaşanıyor.

Continue Reading

1

MBA ile Yeniden Öğrencilik Başlar

MBA

2011 yılında Bilgisayar Mühendisliğinden mezun olduktan sonra profesyonel olarak iş hayatına başladım ve artık projeler arasında koşturmaktan zaman daha hızlı geçiyor gibi gelmeye başladı. Mezuniyetin ardından Turkcell benim için çok çok büyük deneyimler elde ettiğim bir okul gibi oldu. Üniversitede aklımda sadece Yazılım Mühendisliği varken aldığım eğitimler ve tanıştığım kişiler sonucu kariyer anlamında geleceğe dair düşüncelerim de değişmeye başladı.

Mühendislik mezuniyetimin ardından 2 (iki) yıl geçti ve Ekim 2013 itibari ile Bahçeşehir Üniversitesi’nde MBA (Master of Business Administration; İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı) programına başladım. Mezuniyetin hemen ardından değil de iş hayatında en az 2 (iki) yıllık deneyimin ardından bu programa başlamış olmam konusunda hem okuldaki öğretim görevlilerinden hem de birçok tanıdığımdan olumlu dönüşler aldım. 4 Ekim itibari ile dersler başladı ve anlatılanları iş hayatında uygulama fırsatı yakalamış olmam benim için bir avantaj olacaktır diye düşünüyorum.

Öğrenim hayatıma çok uzun ara vermiş sayılmasam da yeniden ders çalışmaya başlamak -özellikle bir yandan çalışıyorken- biraz zor geliyor açıkçası. Aslında bu zorluk sınavlardan kaynaklanıyor diyebilirim 🙂 İşin ucunda sınav olmadığında kendimi daha rahat ve öğrenmeye daha hevesli hissediyorum, sanki daha da kolay öğreniyormuşum gibi geliyor. Belki sizin için de öyledir 🙂 Ancak aşağıdaki resmi görünce (MBA – NBA) düşünüyorum da sonuçta skor önemli oluyor. Ne diyelim, I love this game! 🙂

Continue Reading

1

PlayStation 3’e USB’den Resim, Müzik ve Video Aktarma

PS3_Muzik_Aktarma_03

Yeni nesil konsolların gelmesini beklerken PS3 ile yeni tanışanlar için ihtiyaç duyabilecekleri bir bilgiyi bu yazıda aktarmak istedim. Sony, PS3’te bildiğiniz üzere Blu-ray diskleri de destekliyor ancak çoğumuzun USB’den farklı formatlarda film izlediğini ya da müzik dinlediğini düşünürsek bu yazının faydalı olacağı kanısındayım. USB’deki dosyaları görmek istediğinizde örnek olarak Resim klasörü üzerindeyken USB’ye girerseniz müzik dosyalarınızı göremeyeceksiniz, bu durum sizi korkutmasın 🙂 Hangi tipteki dosyayı görmek istiyorsanız doğru klasöre gitmeniz gerekiyor.

Bir USB cihazınıza müziklerinizi kopyaladıktan sonra;

PS3’e Müzik Kopyalama:

  • PS3’teki USB çıkışlarından birine USB’yi bağlayın.
  • PS3 oyun kolunu (ya da klavye gibi bağladığınız başka bir çevre donanımını) kullanarak Müzik klasörünü bulun. Bu klasörde yukarı – aşağı ok tuşları ile USB’nizi görmeniz gerekiyor.

Continue Reading