Sinemayı çok seven biri olarak normalde pek de Bollywood filmleri izleyen biri olmadığımı itiraf etmeliyim. Ta ki Aamir Khan filmlerini keşfedene kadar. 🙂
3 Idiots filminde yer alan aşağıdaki sahne sonucunda filmlerini izlemeye başladığım Aamir Khan, aslında pek de alışıldık Hintlilere benzemeyen görünüşüyle beni şaşırtmıştı. Filmden sonra “Acaba kimdir bu adam?” diyerek başladığım araştırmada doğum tarihini görünce çok çok şaşırmış olduğumu çok net hatırlıyorum 🙂
Hemen ardından izlediğim P.K. filminde sergilediği oyunculuk ve sürekli sorgulama isteğiyle farklı kurgudaki bir filmini daha hemencecik beğendim. Artık sırada uzun zamandır afişini gördüğüm ve ama bir türlü izleyemediğim Ghajini filmine geçtim. 2000 yılında gösterime giren Memento filminden güzel bir uyarlama olan bu filmde Aamir Khan’ın nasıl sert bir karaktere dönüşebileceğine ve filmin inandırıcılığını artırmak için rolüne hazırlık sırasında sabırla geliştirdiği vücuduna tanıklık ediyoruz. Ghajini, Memento’nun uyarlaması olmasına rağmen Memento’ya göre çok daha kolay anlaşılır senaryosuyla ve Hint müzikleriyle çok ses getiren bir film olmayı başarmıştı. Bu filmin ardından da Taare Zameen Par (Her Çocuk Özeldir) filmini izlediğim Khan beni şaşırtmaya devam ediyordu. Öğrenme bozukluğu hastalıklarından biri olan Disleksi hastalığıyla boğuşan küçük bir çocuğun hayatının bir öğretmen tarafından nasıl değişebildiğini gördüğümüz bu filmde Aamir Khan daha çıktığı ilk sahneden filmin seyrini değiştiriyor diyebiliriz. İzlediğim üç film de süre olarak uzun filmler arasındaydı ama hepsi bende ayrı bir tat bırakmıştı.
Filmlerden sonra artık sıra Aamir Khan’ın inanılmaz yolculuğunun anlatıldığı Benim Yolum adlı kitabı okumaya gelmişti. Yaptığı her filmle hem kendi dünyasını hem de Hint sinemasını değiştiren Aamir Khan’ın merakla beklenen biyografisi Martı Yayınları etiketiyle Türkçe okuruyla buluştu. Christina Daniels tarafından kaleme alınan ve Benim Yolum – Aamir Khan’ın İnanılmaz Yolculuğu adını taşıyan biyografi, Aamir’in çocukluğundan bugüne uzanan ilginç öyküsünü, sinema yapmak için ödediği bedelleri, özel hayatını, aşka, insana ve dünyaya bakışını anlatıyor. Hakkında çıkan yazıları, röportajlarını, sektörün önde gelen isimlerinin değerlendirmelerini ve Time’ın en etkili 100 kişi listesine seçilmesi gibi detayları da bu kitapta bulmak mümkün.
Kitabın arka kapağında geçen tanıtım da şu şekilde:
Hayranları yeteneğini oynadığı filmlerden önce gözündeki ışıktan seziyor çünkü oyunculuğu da kendisi gibi samimi. “Gözleriyle oynayan adam” lakabını almasının bir sebebi var. Ona sadece sevgi değil saygı da duyuyorlar çünkü ülkesinde yolsuzluk, eğitim sistemi, cinsiyetçilik, çocuk istismarıyla mücadele, insan hakları gibi meselelerde örnek bir aktivist. O, bir zamanların Hintli çocuk yıldızı, sinemanın içinde doğmuş bir aileye mensup, oyunculuktan yönetmeliğe uzanan zirvenin sahibi. Gençlerin kalbinin gümbür gümbür atmasına sebep olan ‘çikolata oğlan’dan, Hint sinemasının dönüm noktası sayılan filmlere uzanan yolculuğuyla parlamış bir yıldız.
Çağdaş Hint sineması ona çok şey borçlu. Filmografisindeki yirmi bir filmle kalıplaşmış algısına yenilikler kattığı Bollywood’un gözbebeği, Time’ın seçtiği en etkili 100 isimden biri. Amir Khan’ın zirveye yaptığı tutkulu ve olgun yolculuğun, hayata ve sinemaya duyduğu aşkın, Tanrı’ya ulaşma çabasının inanılmaz hikâyesi…
Yorum:
Sinema tutkunu olanlar mutlaka bir gün Aamir Khan ile tanışmıştır ya da tanışacaklardır 🙂 Kitabı okudukça Khan’ın yolculuğuna şahit olacak ve neden bu kadar başarılı biri olduğunu kolayca göreceksiniz. Sadece oyunculuğunu yapmakla yetinmeyip çekimlerde hem yönetmenin hem de diğer arkadaşlarının işini kolaylaştırması, çekimlere tam zamanında gelmesi, klasik aşk filmlerindeki bireyselliği bırakıp zamanla toplumsal meselelere yönelmesi ve bir anlamda kendi hayatına da yön vermesi, muhteşem gözlemciliği, senaryolardaki seçiliği bu başarıyı oluşturan en temel bileşenler.
Bol sinemalı günler dilerken Aamir Khan’ın sıradaki filminde birkaç sahnesinin Türkiye’de çekileceğinin haberlerde yer aldığının sevincini paylaşalım 🙂