Marvel serisi yeni filmlerle devam ediyor. Kaptan Amerika’nın üçüncü filminin adı Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı (Orijinal Adı: Captain America: Civil War) olarak duyurulunca Avengers‘taki (Yenilmezler) birçok karakteri göreceğimizin sinyalini almıştık ki hem böyle olduğunu hem de yeni karakterlerin kadroya dahil olduğunu görmüş olduk.
Film nasıl olmuş, neleri beğendim, neleri beğenmedim hepsine değinmeye çalıştım. Yazının spoiler içerdiğini belirteyim, filmi izlediyseniz hadi gelin incelemeye başlayalım.
Filmin Konusu:
Cinemaximum sayfasında belirtilen film özetinden de yararlanarak hızlıca neden iç savaş çıktığını, tarafların neden ikiye bölündüğünü aktaralım.
Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı filminde Steve Rogers’ı yani Kaptan Amerika’yı, insanlığı koruma yolunda görevlerine devam eden Yenilmezlerin yenilenmiş ekibinin lideri olarak görüyoruz. Filmin başlarında Avengers ekibi bir olayı engellemeye çalışırken Wanda Maximoff’un güçlerini bir anlamda yanlış kullanması sonucu çok sayıda masum insanın ölmesine sebep olur. Bunun üzerine politik güçler Yenilmezler’in bir otorite tarafından takip edildiği ve yönlendirildiği bir sistem kurulması için baskı yaparlar. Bu durum Yenilmezler’in fikir ayrılığına düşerek iki gruba ayrılmasına neden olur. Bunlardan biri Steve Rogers’ın yani Kaptan Amerika‘nın önderliğinde, Yenilmezler’in hükümet baskısı olmaksızın özgür bir biçimde insanlığı korumaya devam etmesini savunan grup; diğer tarafta ise Tony Stark’ın yani Iron Man‘in şaşırtıcı bir biçimde hükümet kontrolünü ve müdahalesini destekleyen ikinci gruptur.
Fragman:
Oyuncu Kadrosu:
Bu seferki yazımda tek tek tüm oyunculara değinmeyeceğim, çünkü çok fazla karakter var. Filmde en önemli iki karakterin Kaptan Amerika ve Iron Man olduğunu belirtelim. Chris Evans yine Steve Rogers / Captain America rolünde ve tabii ki Robert Downey Jr. zengin, şımarık ve karizmatik Tony Stark / Iron Man rolünde.
Scarlett Johansson Natasha Romanoff / Black Widow, Sebastian Stan Bucky Barnes / Winter Soldier, Anthony Mackie Sam Wilson / Falcon, Don Cheadle Lieutenant James Rhodes / War Machine, Jeremy Renner Clint Barton / Hawkeye, Chadwick Boseman T’Challa / Black Panther, Paul Bettany Vision, Elizabeth Olsen Wanda Maximoff / Scarlet Witch, Paul Rudd Scott Lang / Ant-Man, Tom Holland Peter Parker / Spider-Man ve filmin kötüsü Daniel Brühl ise Zemo rolünde yer alıyor.
Filmin Artıları ve Eksileri:
DC’nin Batman v Superman filmi ile kıyaslamadan yorum yapmamaya çalışacağım diyordum ama yine de ufaktan buna girmem gerekiyor sanırım. DC’nin filminde sahneler kendi başlarına her ne kadar güzel olsa da senaryonun kopukluğundan bahsetmiştik. Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı filminde ise filmde yer alan eski yeni tüm kahramanlar hem gayet dozunda verilen bilgilerle filme dahil oluyor hem de kalabalık kadroya rağmen dövüş kareografileri çok güzel bir şekilde işleniyor.
Filmin başlarında Tony Stark’ın yaptığı sunum sırasında bir kadının Avengers yüzünden masum çocuğunun öldüğünü belirtmesi üzerine Tony Stark kendisinden beklemediğimiz bir şekilde fazlaca etkileniyor. İnsanlığı kurtarmaya çalışırken birçok insanın ölümüne sebep olduklarını zaten biliyordu, bir anneden duyunca “Ulan biz ne yaptık, ne biçim insanlarız.” gibi bir duyguya kapılması bana ilginç geldi.
Spider Man (Örümcek Adam) sinemada çokça denenen bir karakter olduğundan artık ön yargıyla baktığımız bir karakterdi ama bir yandan da acaba bu sefer başarabilecekler mi Marvel diye beklediğimiz bir karakter olmayı başardı. Iron Man ile tanıştıkları sahnede sergiledikleri diyaloglarda gerçekten çok eğlendim. Spider Man’in kendisine yaptığı komik kıyafet, Iron Man’in ona yeni bir kahraman kıyafeti hediye edeceğini söylemesi, Iron Man okula giden küçük Spider Man’i göreve çağırdığında Spider Man’in “Ödevim var.” yanıtını vermesi ve Iron Man ile Spider Man’in halasının ilişkileri eğlenceli sahnelerden oldu. Ayrıca Giant Man olarak gördüğümüz Ant Man’i eğlenceli bir şekilde alaşağı etmesi güzeldi. Kaptan Amerika da karşı tarafta olmalarına rağmen Spider Man’i beğeniyor ve “Nerelisin?” gibi sorularla kısacık bir sohbete giriyor. Bu sefer gerçekten çok komik ve sürekli konuşan bir Örümcek Adam var karşımızda. Çıkacak solo Spider Man filminde Iron Man’i de göreceğimizi belirtelim, gerçekten eğlenceli bir filmle karşılaşacağımızı hissediyorum. Bu arada ne çok Spider Man dedim yahu 🙂
Ant Man biraz hızlı bir şekilde kadroya girmiş gibiydi ama yine de Kaptan Amerika’yı görünce sizin hayranınızım modundaki şapşallıklarıyla bizi gülümsetmeyi başardı. Ayrıca hiçbir fragmanda Giant Man’e dönüşeceğini görmemiştik, bu da büyük bir sürpriz oldu 🙂
Filmde yeni bir karakter olan Black Panther‘i de görmüş olduk. Solo filminin de çıkacağını bildiğimiz bu karakter filme güzel bir şekilde dahil edildi. Kısacık gözükse de babası ile olan iletişimlerini ve birbirlerine olan sevgilerini hemen hissettik. Babasının ölümü üzerine Black Panther’in haklı olarak Bucky’nin peşine düşüşünü gördük. Black Panther ilk sahnelerinden itibaren çok güçlü bir karakter olduğunu bize hissettirmeyi başardı.
Filmin başlarında çıkan Crossbones çok güçlü bir karakter olarak gözüküyordu ancak hızlı bir şekilde öldü. Marvel filmlerinde bahsedilen “kötü karakterler ölüyor” cümlesinin bir anlamda yine doğru olduğunu gördük (birazdan Zemo’dan bahsederken biraz tersini söyleceğim ama olsun 🙂 )
Zemo karakteri filmin kötüsü rolündeydi. Motivasyonunu masum karısı ve çocuğunu kaybetmesi üzerine intikam almak istemesinden aldığını görüyoruz. Zemo çok güçlü bir karakter olarak gözükmedi filmde, artık bir sonraki filmde kıyafetini de giyerek gelir diye bekliyoruz.
Vision karakterini gördükçe bir gülümseme alıyor beni. Gömlek üzerine giydiği kazak ve elinde gazete ile emekli olmuş amca ya da ev erkeği çizgisindeydi. Bu karakter hala gerçek gücünü yansıtamadı gibi duruyor, bu nedenle kendisini pek sevemedim. Wanda ile yakınlaştılar iyice. Vision’ın bence bu filmde çok önemli bir kırılma noktası oldu. Iron Man ile Kaptan Amerika ekiplerinin arasında savaş sürerken Vision’ın dikkatinin dağılıp James Rhodes’u vurup onu sakat bırakması çok önemli bir dönüm noktası oldu. Rhodes’u bu duruma düşüren Iron Man’in kendi ekibinden biri olması vurucu bir hareketti.
Filmde Tony Stark’ın annesi ile babasının nasıl öldüklerini de öğrenmiş olduk. Bu andan sonra Iron Man’in çıldırıp Bucky‘ye saldırmasını ben çok haklı buldum. O sahnede Batman v Superman’deki gibi sadece Martha ismi yüzünden birbirlerini affetme gibi bir durum olmadı en azından 🙂
Son sahnelerde Kaptan Amerika‘nın email vs. değil de kendi döneminden kalma mektuplaşma yöntemini kullanması da duygulandırdı beni nedense. Bu arada Kaptan Amerika demişken Sharon Carter ile yakınlaşmaları da tuhaftı. Yıllar sonra Carter ailesinden kendinden küçük biriyle olmaya başladı.
Sonuç:
Toparlamak gerekirse filmi çok beğendiğimi söyleyebilirim. Önceki filmleri izleyip karakterleri bilerek bu filmi izlerseniz alacağınız keyif kat sayısı artacaktır.
Guzel elestiri yazisi… Film cok iyiydi… Sanirim bu hafta vizyondan kalkar. Gitmeyen cok sey kacirir 🙂
Teşekkürler yorumunuz için 🙂