3

Game of Thrones Hakkında Her Şey ve Krallık Soy Ağacı

game-of-thrones-sezon-6

Merakla beklenen Game of Thrones 6. sezon 1. bölümü nihayet yayınlandı ve merakla 2. bölümü beklemeye başladık. İlk bölümün ardından eminim siz de dizinin yeni bölümü ile ilgili incelemeri, eleştirileri okudunuz ya da dinlediniz ve yeni bölüm fragmanlarını izlemeye başladınız. Bolca karakter içeren bu taht oyunları yolculuğunda dizinin sezon araları çok uzun sürdüğünden zaman zaman diyaloglarda geçen isimler için siz de benim gibi “Bu adam kimdi? Hangi ailedendi? Nasıl ölmüştü?” gibi sorular soruyorsanız ve unuttuğunuz önemli noktalar olduğunu düşünüyorsanız Digiturk eDergi Mayıs 2016 sayısında yer alan Game of Thrones Hakkında Her Şey yazı bölümleri imdadımıza yetişiyor 🙂

Derginin bu sayısında ilk 5 sezonun önemli olaylarına dair kısa bir özet yer alıyor. Böylece o sezon ne olmuştu konularını hatırlamış oluyoruz. Soy ağacına benzer bir yapıda hanedanlıklara ve bu hanedanlıkların üyelerine yer verildiği sayfaları bilgilendirici buldum. Sade bir sayfa düzeninde anlatılan bu bölüm sayesinde unuttuğum karakterleri tekrar hatırladım diyebilirim.

Continue Reading

0

Batman v Superman: Adaletin Şafağı Filmi

batman-v-superman-adaletin-safagi-banner

Filmi izleyeli epey oldu; ancak yine de filme doyamayanlar için inceleme yazısı yazmak istedim. Biraz abartarak filmi önce 3D, ardından da 4DX formatında izledim. Böylece hem filmle ilgili yorumlarımı hem de 3D ile 4DX formatlarında aldığım farklı tatları aktarma şansı yakaladım.

Marvel’ın süper kahramanlarını Avengers filmleri ile toplaması üzerine, DC de Justice Leauge ekibini toplamak üzere ilk film olan Batman v Superman: Adaletin Şafağı (orijinal adıyla Batman v Superman: Dawn of Justice) ile geldi.

Film vizyona girmeden önce, yayınlanan fragmanlarıyla bizi bir hayli heyecanlandırmıştı ve “Batman ve Superman dövüşecek mi? Hangisi kazanacak?” gibi sorularla bizi baş başa bırakmıştı. Film nasıl olmuş, neleri güzel yapmış, neler eksik (izlemeyenler için maalesef biraz spoilerlı bir şekilde) inceleyelim. Filmi izlemediyseniz yazının devamını okumanızı çok tavsiye etmeyeceğim bu nedenle, ama izledikten sonra mutlaka okuyunuz 🙂

Filmin Konusu:

Man of Steel filminde izlediğimiz üzere Superman kendi gezegeninde değil, dünyada yaşayarak dünyanın yaşam koşullarına uyum sağlamıştı. Güçlerini kötüye kullanmamak, insanları korkutmamak için elinden geleni yapıyordu. Bazı insanlar tarafından tanrılaştırılan, kurtarıcı olarak görülen Superman, artık bazıları içinse dünyanın ve insanlığın sonunu getirebilecek güce sahip bir tehdit olarak görülmeye başlar.

Bruce Wayne yani Batman de Superman’i büyük bir tehdit olarak görenlerdendir ve onun verdiği zararları düzeltebilmek için Gotham’dan Metropolis’e gelir. Bu ikili arasında mücadele başlarken Lex Luthor’un yarattığı Doomsday bütün Metropolis için en büyük düşman haline gelince, Wonder Woman’ın da yardımıyla onu alt etmek için güçlerini birleştirirler.

Continue Reading

0

Tiyatro – Yoldan Çıkan Oyun

yoldan-cikan-oyun

Kadro iyi olunca tiyatrodan aldığım zevk katlanıyor. 1 Nisan’da Zorlu Center PSM’de izlediğim Yoldan Çıkan Oyun adlı bu oyunda da öyle güzel bir kadro var ki bu kadar eğlendikten sonra sizlere de tavsiyede bulunmak için hemen paylaşmak istedim 🙂

Oyunun konusunu PSM’deki yazıdan alıntılayıp aşağıda yer vereceğim ama bundan önce kendi yorumlarımı aktarayım. Uzun süredir bir tiyatroda bu kadar keyif almamıştım diyebilirim. Bir cinayeti aydınlatma olayını olabileceği en komik şekilde aktarmayı başarmış diyebilirim bu oyun için. İki perdeden oluşan oyun her iki perdede seyirciyi sıkmadan akıcı bir anlatım sunuyor ve bolca kahkaha atmamızı sağlıyor. Son gösterimleri kaçırmadan yerinizi alın derim 🙂

Bu oyunda bir terslik var!


Hayatta her şeyin ters gittiği anlar vardır. “Devamı çorap söküğü gibi geldi…” tanımının en bahtsız hali diyebileceğimiz bu durum, biri bitmeden diğerinin başladığı talihsizliklerin her zaman can sıkıcı bir şekilde hayatımızda yer edeceğini kanıtlamaz. Dört bir yanınızın kaosla çevrili oluşu, karnınız ağrıyana kadar güleceğiniz anları da beraberinde getirebilir. 23 Kasım’dan itibaren Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sahnelenecek Yoldan Çıkan Oyun’da, her şeyin ters gitmesinden dolayı çok memnun olacaksınız.

Lerzan Pamir’in yönettiği, Mehmet Ergen’in ise yapımcılığını üstlendiği Yoldan Çıkan Oyun’un çok ilginç bir hikayesi var.

Continue Reading

0

İzlemenizi Tavsiye Ettiğim Filmler

movies-collage

Madem sinemayı bu kadar seviyoruz, büyük vakitler ayırıp filmler izliyoruz; ben de  izleyip beğendiğim, mutlaka izlemelisiniz diye düşündüğüm filmleri sizlerle paylaşayım dedim.

Beğendiğim filmleri bir süredir Google Drive, IMDB uygulaması ya da benzeri uygulamalar üzerinde saklıyordum. Sizlere de tavsiyelerde bulunabilmek için blogun üst menüsünde yer alan sayfalara Filmler adında yeni bir sayfa ekledim ve konunun gözden kaçmaması için bu yazıyı da yazmaya karar verdim. Listeye çok sayıda film ekledim. Tablo üzerinden film türüne göre ya da yıla göre sıralama yapabilirsiniz. Puan kısmına da 10 üzerinden kendimin vereceği puanları ekleyeceğim, bunu da tamamlayınca tam anlamıyla hangi filmi daha çok beğendiğimi ya da hangi sırada tavsiye ettiğimi daha rahat açıklayabilmiş olacağım.

Güncel listenin bulunduğu sayfaya buradan ulaşabilirsiniz.

0

Aamir Khan’ın İnanılmaz Yolculuğu

aamir-khan-benim-yolum

Sinemayı çok seven biri olarak normalde pek de Bollywood filmleri izleyen biri olmadığımı itiraf etmeliyim. Ta ki Aamir Khan filmlerini keşfedene kadar. 🙂

3 Idiots filminde yer alan aşağıdaki sahne sonucunda filmlerini izlemeye başladığım Aamir Khan, aslında pek de alışıldık Hintlilere benzemeyen görünüşüyle beni şaşırtmıştı. Filmden sonra “Acaba kimdir bu adam?” diyerek başladığım araştırmada doğum tarihini görünce çok çok şaşırmış olduğumu çok net hatırlıyorum 🙂

Hemen ardından izlediğim P.K. filminde sergilediği oyunculuk ve sürekli sorgulama isteğiyle farklı kurgudaki bir filmini daha hemencecik beğendim. Artık sırada uzun zamandır afişini gördüğüm ve ama bir türlü izleyemediğim Ghajini filmine geçtim. 2000 yılında gösterime giren Memento filminden güzel bir uyarlama olan bu filmde Aamir Khan’ın nasıl sert bir karaktere dönüşebileceğine ve filmin inandırıcılığını artırmak için rolüne hazırlık sırasında sabırla geliştirdiği vücuduna tanıklık ediyoruz. Ghajini, Memento’nun uyarlaması olmasına rağmen Memento’ya göre çok daha kolay anlaşılır senaryosuyla ve Hint müzikleriyle çok ses getiren bir film olmayı başarmıştı. Bu filmin ardından da Taare Zameen Par (Her Çocuk Özeldir) filmini izlediğim Khan beni şaşırtmaya devam ediyordu. Öğrenme bozukluğu hastalıklarından biri olan Disleksi hastalığıyla boğuşan küçük bir çocuğun hayatının bir öğretmen tarafından nasıl değişebildiğini gördüğümüz bu filmde Aamir Khan daha çıktığı ilk sahneden filmin seyrini değiştiriyor diyebiliriz. İzlediğim üç film de süre olarak uzun filmler arasındaydı ama hepsi bende ayrı bir tat bırakmıştı.

Continue Reading

1

Tehlikeli Yürüyüş Filmi (The Walk)

tehlikeli-yuruyus-the-walk-film

Hayatta bazı insanlar vardır, hayallerinin peşinden koşan ve belki sizin imkansız olduğunu düşüneceğiniz şeyleri yapabilen. Kimine göre çılgınlıktır bu, kimine göreyse cesaret.

Biyografi türündeki Tehlikeli Yürüyüş (orijinal adıyla The Walk) filminde hayallerinin peşinde koşan, “Hayat çok kısa tek çare heyecan.” diyen Fransız gösteri ustası Philippe Petit‘in gerçek yaşam hikayesini izliyoruz.

Filmin Konusu:

1974 yılında, Phillippe Petit adlı Fransız ip cambazı kariyerinin belki de en tehlikeli denemesine girişir; New York’taki ünlü Dünya Ticaret Merkezi Kulelerinin arasına gereceği ipin üzerinde yürümek.

Philippe Petit küçük yaştan itibaren sirklerdeki gösterileri gizlice ve merakla izlemektedir. Zamanla kendisi de ip cambazlığı alıştırmalarına başlar ve ilerleyen zamanlarda yasal olmayan bazı gösterileri gerçekleştirerek haberlere konu olur ve insanların ilgisini çeker.

tehlikeli-yuruyus-the-walk-planlar

En yüksek mesafelerde yürüme hayalini kuran Phillippe, bir gün dişçide sıra beklerken bir gazetede inşaatına yeni başlanan, o dönemde dünyanın en büyük kuleleri olacak Dünya Ticaret Merkezi Kulelerini (11 Eylül 2001’de terör saldırısında yok olan ikiz kuleler) görür ve o anda bu iki kulenin arasına ip gerip yürümek en büyük hayali olur. Bu hedef onun için bir tutkuya dönüşecektir. Akıl hocası Papa Rudy‘nin yardımı ve desteğiyle tüm engellere ve risklere meydan okuyarak kulelerin arasına ip gerip korumasız bir şekilde bu tehlikeli yürüyüşü gerçekleştirmeyi planlar. Philippe Petit, tanıştığı yeni kişilerin de desteğiyle, 7 Ağustos sabahına doğru kulelerin arasına çelik kablo düzeneğini yerleştirir. O günlerde henüz tamamlanmamış olan ve kısmen kullanılan kulelerin arasında dans eden bu cambaz, tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başaracaktır.

Özellikle yükseklik korkusu olanlar için bu yürüyüş bir anlamda “ölüm” demekken Philippe için tam tersine “hayat” demektir.

Continue Reading

0

Şah Mat Filmi (Pawn Sacrifice)

pawn-sacrifice-sah-mat

Şah Uğruna Feda Edilen Piyonlar…

Amerika ve Rusya arasında satranç üzerinden oynanan soğuk savaşa uzanıyoruz.

Filmin Konusu:

Edward Zwick’in yönettiği filmde, 1972 Satranç Dünya Şampiyonası’nın İzlanda’nın başkenti Reykjavik’te oynanan finali, Amerikalı satranç duayeni Bobby Fischer ile Rus rakibi Boris Spassky‘nin klasikleşmiş maçı anlatılıyor. Yüzyılın Maçı olarak anılan ve satranç tarihinin en sıradışı ve sorunlu figürlerinden biri olan Fischer’ın maça hazırlık sürecine odaklanan filmde Tobey Maguire ve Liev Schreiber başrolde. Filmin senaryosunu Steven Knight yazarken, yönetmen koltuğunda ise Edward Zwick oturuyor.

Komünist bir annenin çocuğu olan Fischer, küçük yaşta babasını kaybetmiş ve annesinin davranışlarından dolayı kendisini dış dünyaya kapatmıştır. Hatta “Yapmak istediğim tek şey satranç oynamak.” sözlerini sarfetmiştir. 6 yaşında satrancı kendi çabalarıyla öğrenen Fischer, zamanla tüm vaktini satranca ayırmaya başlamıştır. Kendini bu oyunda çok geliştiren Fischer bir yandan yenilgiye tahammül edememe ve bazı akıl hastalıkları gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.

pawn-sacrifice-sah-mat-mac

Henüz 13 yaşındayken ABD Gençler Şampiyonu olan Fischer, bu başarıyı yakalayan en genç satrançcı olmasıyla satranç tarihine geçmiştir. 14 yaşındayken de en genç ABD şampiyonu olan Fischer, 1958 yılında 15 yaşındayken satranç tarihinin en genç büyükustası olma başarısını göstermiştir.

Continue Reading

2

Küçük Prens Filmi (Le Petit Prince)

kucuk-prens-film

Ama gözler gerçeği görmez ki, yüreğiyle aramalı insan…

Bütün dünyada milyonlarca hayrana sahip unutulmaz bir klasik olan Antoine de Saint-Exupery‘in klasikleşmiş eseri Küçük Prens (orijinal adıyla Le Petit Prince; İngilizce adıyla The Little Prince), ‘Küçük Prens’, çocuklar ve her daim çocuk kalanlar için animasyon uyarlaması ile karşımızda. Bu uyarlama bizleri yeniden yazarın müthiş hayal dünyasına davet ediyor.

Küçük Prens Filminin Konusu:

kucuk-prens-anne-kiz

Hikayenin merkezinde küçük bir kız çocuğu bulunuyor. Annesi tarafından artık yetişkinlerin dünyasına hazırlanan, çocukluktan çıkmak üzere olan kız büyüklerin mükemmelliyetçi dünyasına doğru yol alırken annesinin tüm talimatlarına uymaktadır. Annesi tarafından her gün hangi saatte ne yapması gerektiği zaten kendisi adına planlanmıştır ve küçük kızın tek yapması gereken bu plana sadık kalarak tüm yapılacaklar listesini tamamlamaktır.

Continue Reading

1

Marslı Filmi (The Martian)

marsli-filmi

“Mars’ta su bulundu.” haberleriyle gündemin meşgul olduğu şu sıralarda Andy Weir’in aynı adlı kitabından uyarlanan, Matt Damon’un başrolde olduğu, Ridley Scott’ın yönetmen koltuğunda oturduğu Marslı (orijinal adıyla The Martian) filmi vizyona girdi.

Filmin Konusu:

Mars gezegenine astronotların gönderildiği bir görevde beklenmedik bir anda şiddetli bir fırtına baş gösterir. Bu fırtına sırasında kopan ağır metal bir alet Mark Watney (Matt Damon) isimli astronota  çarpar ve Mark’ı sürükler. Diğer astronotlar görüş mesafesini azaltan fırtınanın etkisiyle Mark’ı bulamayınca onun öldüğünü düşünürler ve Mars’tan ayrılırlar. Aslında çarpan parçadan kopan bir cisim Mark’ın kıyafetini delip vücüduna saplanmıştır. Biriken kan ve saplanan bu cisim Mark’ın astronot elbisesindeki noktaları kapatır ve Watney şans eseri hayatta kalır. Uyandığında ise Mars’ta kendisini yapayalnız bulur.

marsli-yalniz-kalir

Botanik dalında uzman olan Mark bundan sonra elindeki sınırlı olanaklarla, zekasını ve dayanıklılığını kullanarak hayatta kalma çalışma serüvenine başlar. Ne kadar yiyeceğe sahip olduğunu kontrol eder ve bunların kendisine kaç gün yetebileceğini hesaplar. Bir sonraki uzay aracının en yakın 4 yıl sonra geleceğini düşününce Mars’ta kendi imkanlarıyla su yapmaya ve bir sera ortamı kurarak patates yetiştirmeye başlar. Böylece hayatta kalma süresini uzatabilecektir.

Continue Reading

3

Stajyer Filmi (The Intern)

stajyer-the-intern

Tecrübe asla eskimez…

Fragmanını gördüğüm anda “Bu filmi mutlaka izlemeliyim.” dediğim, 25 Eylül’de vizyona giren Stajyer (orijinal adıyla The Intern) filmini nihayet izleyebildim. Oscar ödüllü Amerikalı usta aktör Robert De Niro ve yine bir başka Oscar ödüllü olan Anne Hathaway‘in başrollerini paylaştığı Stajyer filmi “Tecrübe asla eskimez” mottosuyla hikayesini oluşturan bir komedi filmi. 121 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadığım bu keyifli filmde kimi zaman gülümsediğim anlar olurken kimi zaman da oldukça duygulandım. Zaten film özellikle Anne Hathaway’in bazı duygusal sahnelerini komedi ile karışık bir şekilde aktardığından bu iki duyguyu aynı anda yaşattığı anlara tanık oluyorsunuz. Oscar Adayı ve ödüllü film yapımcısı Nancy Meyers bu dramatik komediyi kendi yazdığı senaryodan yönetiyor.

Stajyer Filminin Konusu:

70 yaşında dul bir emekli olan Ben Whittaker (Robert De Niro), emekliliğin hiç de beklediği gibi olmadığını düşünmektedir. Tekrar iş yaşamına dönüp hala yapabileceği bir şeyler olduğunu göstermek için fırsat kollarken, genç ve güzel Jules Ostin (Anne Hathaway) tarafından kurulan ve yönetilen bir moda websitesindeki “Senior Stajyer” iş ilanını görür.

Jules Ostin hobisini işe dönüştürüp zamanla İnternet’ten satış yapan dev bir şirket kurmayı başaran, evli ve bir kızı olan, genç, güzel bir girişimcidir. Çalışanlarından biri sosyal sorumluluk projesi olarak, yaşlı kişileri eski iş deneyimlerinden faydalanmak ve iş hayatına tekrar kazandırmak amacı güden bir fikir önerir ve iş ilanını yayınlayarak bu fikri hemen uygulamaya geçirir.

Continue Reading