Teknolojinin büyük bir hızla ilerlemesi hayatımızda birçok şeyi değiştirdiği gibi pazarlama dünyasını da etkilemeye başladı. Pazarlama ve teknoloji birbirine daha çok yaklaşmaya başladı, mobil ve dijital pazarlama yöntemi de büyük bir önem kazandı.
Değişen dünya dediğimizde bu değişimi anlamamız ve neden dijital pazarlamaya yönelmemiz gerektiğini daha detaylı irdelememiz gerekiyor. Önceki yazılarımızda da aktardığımız üzere internetin gelişimi ile birlikte firmalar kendilerine kurumsal web siteleri edinmeye başlamışlardı, çünkü değişim bu yöndeydi ve internetin gücünden yararlanarak büyük bir kitleye ulaşmak gerekiyordu.
Eskiden 56K modemler ile internete girmeye çalışırken web sayfalarının yavaş açılmasına alışkındık, artık bizleri açılışta birazcık bekleten bir siteden hızlıca kaçıyoruz. Hatta mouse imlecinin işlemin biraz daha süreceğini gösterecek şekilde şekil alıp dönmesi ya da kum saatini görmemiz sayfayı kapatmamız için yeterli oluyor. Web sayfalarının hem hızlı açılması hem de mobil uyumlu olması bekleniyor.
Müşterilerin, son kullanıcıların ilgisini çekmek için işin içerisine eğlence de katmamız gerekiyor. Bunun için oyunlaştırma (gamification) en etkili yöntemlerden biri. Eğleneyim, puan toplayım, bunların karşılığında bir şeyler kazanayım diye bekler olduk. Sonunda bir şey kazanmasak bile statümüzü göstermek istiyoruz. Foursquare de gamification yöntemini kullanan etkili uygulamalardan biri. Lokasyon bazlı olması sayesinde nerede olduğumuzu arkadaşlarımıza duyurmamız, bununla birlikte puan ve rozetler kazanmamız uygulamayı daha çok kullanma isteği uyandırıyor.
Uygulamaların etkileşimli, sosyal olmasını istiyoruz. Eskiden film izlerken, kitap okurken bunu yaptığımızı kimseye duyurmazken artık o an hangi filmi izlediğimizi, hangi kitabı okuduğumuzu arkadaşlarımızla paylaşıyoruz hatta öncesinde arkadaşlarımızın da yorumlarını alarak neyi izleyip okuyacağımıza bu şekilde karar veriyoruz. Bir alışveriş sitesinden istediğimiz ürünleri alıp ödeme yaptıktan sonra siteyi terk ederken artık aldığımız ürünü paylaşma isteği duyuyoruz. Arkadaşlarımızın, güvenilir ve uzman kişilerin sosyal medyada ürünlerle ilgili yaptıkları yorumlar müşterileri ürünü alıp almamaya yönlendirebiliyor.
Arkadaşlık kavramı değişiyor, ortak bir ilgi alanımızın olduğu herhangi bir kişiyle arkadaş olabiliyoruz. Kimi ortamlarda karşıdaki kişiden onay almadan bile onu takip etmeye başlayabiliyoruz.
Kişisel bilgilerimizi yakınlarımıza bile anlatmaya çekinirken internette bilgilerimizi paylaşıyoruz. Nerede olduğumuzu, ne yaptığımızı, resimlerimizi paylaşıyor, bunlara yorum yapılmasını ya da bu paylaşımların beğenilmesini bekliyor, bunlarla mutlu oluyoruz. İş ilanlarına başvururken CV‘mizi gizli tutarken artık public hesaplarımızda bunları paylaşıyor, iş başvurularında referans gösteriyoruz. Bloğumuzu, Pinterest Board’larımızı CV içerikli kullanabiliyoruz, infografiklerle süsleyebiliyoruz. Normalde belki de birebir iletişim kuramayacağımız kişilerle ve markalarla LinkedIn, Twitter gibi ortamlarda iletişim kurabiliyor, onları takip edebiliyoruz. Bu da ilgi duyduğumuz firmalara yakınlaşmamızı, onları tanıma fırsatı bulmamızı ve belki de o firmada çalışma fırsatı yakalamamızı sağlıyor. Şirket çalışanlarını tanıdıkça şirket kültürü ile ilgili de izlenimler edinebiliyoruz.
Sosyal medyanın gelişimi ile iletişim ve bilgi akışı değişti, iletişim tek yönlü olmaktan çıktı, her bir birey bir haber kaynağına dönüştü. Şirketler kendileri ile ilgili haberleri birkaç kaynaktan kolayca takip edebilirken artık her an interneti takip edip kendilerinden bahsedilip bahsedilmediğini takip etmek durumunda kaldılar. Bizlerden olumlu ya da olumsuz bahsediyor olabilirler. Özellikle bir ünlünün bizim hakkımızda yapacağı olumlu ya da olumsuz bir yorum büyük etkiler yaratabilir.
One Comment