Charles Duhigg’in Alışkanlıkların Gücü (orijinal adıyla: The Power of Habit) kitabı son dönemde en popüler kitaplardan biri ve okurlar tarafından oldukça beğenilen bir kitap. Ben de severek okuyacağınızı düşündüğüm bu kitapla ilgili önemli noktalara değinmeye çalışacağım.
Alışkanlıkların Gücü kitabı aşağıdaki 3 (üç) ana kısımdan oluşuyor ve kitapta bu bölümlerin amacı şöyle açıklanıyor: “Her bölüm ortak bir argüman etrafında dönüyor. Alışkanlıkların nasıl işlediğini anlarsak, onları değiştirebiliriz. Kitabın her bölümü alışkanlıkların neden var olduğunu ve nasıl çalıştığını farklı bir yönüyle ele alıyor.”
Kitabın Bölümleri:
- Bireylerin Alışkanlıkları
- Başarılı Organizasyonların Alışkanlıkları
- Toplumların Alışkanlıkları
Kitaptaki bu bölümler nispeten birbirinden bağımsız bölümler de diyebiliriz. Yani istediğiniz bir bölümü açıp okumanız mümkün. Benim en çok beğendiğim bölüm ise birinci bölüm olan “Bireylerin Alışkanlıkları” oldu.
Kitabın Amacı:
Yazar Charles Duhigg, Alışkanlıkların Gücü kitabının amacını şöyle açıklıyor:
Bu kitap tek bir reçete içermiyor. Okuyucuya başka bir şey vermeyi, alışkanlıkların nasıl işlediğinianlamasını sağlayacak bir çerçeve ve onları değiştirme çabalarında kendisine yardımcı olacak bir kılavuz sunmayı umuyorum. (Alışkanlıkların Gücü, Syf:302)
Alışkanlıklar Üzerine:
Kitapta gördüğüm önemli bir söze ve bir bildirinin sonucuna da yer vermek istiyorum.
William Janes 1892’de, “Bütün hayatımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir.” diye yazmış. […] 2006 yılında yayınlanan bir bildiride, insanların her gün gösterdikleri davranışların yüzde 40’tan fazlasının gerçek anlamda kararlar değil, alışkanlıklar olduğu bulgulanıyordu. (Alışkanlıkların Gücü, Syf:xvi)”
Günlük hayatımızı düşününce, hele de 08:00–17:00 gibi çalışan biriysek, genelde sabah uyandığımız anda alışkanlıklarımız başlıyor desek sanırım çok da yanlış olmaz. Belki de aynı şeyleri her gün yaptığımız için artık düşünmeden yapıyoruz.
Alışkanlık Döngüsü:
Kitapta teori olarak sunulan en önemli madde Alışkanlık Döngüsü diyebilirim.
Alışkanlık Döngüsü “İşaret, Rutin, Ödül” maddelerinin birbirini izlediği bir döngü ve kitabın tümünde bu döngü üzerinden örnekler vermeye çalışıyor yazar.
Yeni Alışkanlıklar:
Bazen farkında olmadan bir alışkanlık edinebiliyoruz. En çok karşılaştığımız örneklerden biri de bir işe başlamadan önce ya da sabah uyanabilmek için (ya da uyandığını hissedebilmek için) güne kahve ile başlayan insanlar. Bunlar bile birer alışkanlık örneğidir.
Alışkanlıkların Gücü kitabında yazar Charles Duhigg yeni alışkanlıklar için şöyle diyor: “İşte yeni alışkanlıklar böyle yaratılır: bir işaret, bir rutin ve bir ödülü bir araya getirdikten sonra, döngüyü harekete geçiren şiddetli bir arzuyaratarak. (Alışkanlıkların Gücü, Syf:54)”
Bu tanımdan sonra görüyoruz ki işin içerisine bir de “arzu” giriyor. Kitapta buna sigara örneği verilmiş. Bu olumsuz bir örnek olduğu için ben kahve örneği vermeyi tercih ettim.
Eski Alışkanlıklarımı Nasıl Değiştirebilirim?
Peki bir alışkanlığı değiştirmek istediğimizde ne yapmak gerekiyor? Bu döngü nasıl işliyor?
Yazar önce bir uyarı yapıyor: “Kötü bir alışkanlığı yok edemezsiniz. Sadece değiştirebilirsiniz.”
Bir alışkanlığı değiştirebilmenin kurallarını da şöyle sıralıyor:
- Aynı işareti kullan.
- Aynı ödülü ver.
- Rutini değiştir.
Bu konu başlığı altında çok uzun bir şekilde örneklere yer vermek istemiyorum. Bunun yerine Barış Özcan’ın Alışkanlıkların Gücü yazısına mutlaka göz atın. Aynı yazıda yer alan Youtube videosunu da kesinlikle izlemenizi öneririm. Gerçek hayattan güzel örnekler veriyor Barış Özcan ve alışkanlık döngüsünü yeterince somut bir şekilde açıklıyor.
Beyin, Bazal Gangliya ve Alışkanlıklar:
Beyin gelişimi, beynin farklı bölgelerinin üstlendiği görevler, insan davranışlarına etkileri gibi konuları araştırmaktan büyük zevk alıyorum. Bu kitapta da bazal gangliya adı verilen hücre kümesinin alışkanlıklar üzerindeki etkisine değinilmiş ve okurken mutlaka bu konu hakkında biraz daha araştırma yapmalıyım isteği uyandırmayı başardı bende.
Beyninin bir bölümü zarar gören uysal bir insanın davranışlarının bir anda değişmesi, agresifleşmesi, biraz önce konuşulanları unutmasına rağmen evinin yolunu ve evin içerisindeyken sorulan herhangi bir odayı neredeyse gözü kapalı olarak doğru bir şekilde bulabilmesi gibi örnekler gerçekten beynin bölümleri ile ilgili hala çok önemli konular.
Kitapla İlgili Genel Yorumlarım:
Son olarak çok beğendiğim bu kitaba ait yorumlarımı maddeler halinde toparlamam gerekirse:
- Yazar Charles Duhigg daha kitabın ilk hikayesiyle okuru kendine çekiyor. Hafızasını kaybeden, evinin odalarını bile tarif edemeyen bir kişi nasıl oluyor da sabah tek başına evden çıkıp kaybolmadan tekrar eve dönmeyi başarıyordu? Alışkanlıkları yöneten farklı bir sistem mi vardı?
- Yazarın kitapta yer verdiği gerçek hayat öykülerini anlatım tarzı çok hoşuma gitti. Öyküyü çok merak uyandırıcı bir yerde kesip ardından ikinci bir öyküye, sonra yine aynısını yapıp bambaşka bir üçüncü öyküye geçiyor. Kitabı okumaya devam ettikçe tekrar ilk öyküde kaldığı yere dönüyor ve bunu yine ikinci ve üçüncü öykü için tekrarlıyor. Bu anlatım tarzı sanki TLC ya da Discovery Channel’da bir program izliyormuşum gibi hissettirdi bana. Tabii bu benim beğendiğim bir anlatım tarzı oldu bu kitapta ama sizde aynı etkiyi yaratır mı bilmiyorum.
- Kitapta verilen örnekleri oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Özellikle Febreze örneği benim için çok etkileyiciydi. Bu tür marketing (pazarlama) örneklerine çok büyük bir ilgi duyduğumdan olsa gerek, defalarca benzer örnekler okusam da her okuyuşumda etkileniyorum.
- Yazarın kitapta bir alışkanlığı değiştirmek için önerdiği metodlar uygulanabilir gözüküyor. Tabii bunları hayatımıza sokmayı başarmak yine bizim elimizde. Eski olumsuz alışkanlıklara dönmek aslında spor rutinimizi ya da diyetimizi bozmak ile eşdeğer bir durum.
Sizin de kitapla ilgili yorumlarınızı bekliyorum 🙂
Medium’da yazılarımı takip etmek isterseniz: medium.com/@sel.volkan
Görsel kaynaklar: