Bu aralar bana dinlenmek yok sanırım, sürekli bir hareket halindeyim 🙂 Hafta içi iş, Cumartesi yüksek lisans, Pazar YGA (Young Guru Academy) ODP seansları. Tüm günüm dolu anlayacağınız, arada kendime ayırmaya çalıştığım boşluklar yaratma çabası var bir de. Hayır şikayet etmeyeceğim bu durumdan, çünkü hepsini severek yapıyorum, her ne kadar yorucu bir tempo olsa da 🙂
Yine bir Pazar sabahıydı ve büyük bir istekle düştük yollara 🙂 Bugün Özyeğin Üniversitesi’nde YGA’ya gönül veren arkadaşlarımızla ve Hayal Ortakları ile Lider Yetiştirme Programının ilkini gerçekleştirdik. YGA’yı anlattığım birçok kişiden “Sana ne faydası olacak? Lider mi olacaksınız?” gibi sorularla karşılaşıyorum. BGP’nin adının LYP olarak değiştirilmesiyle “Lider mi olacaksınız?” sorusunu ben de kendime sorar olduğumu farkettim. Bugün bu sorulara cevaplar bulma fırsatı yakaladık. Mesele lider olmak değil aslında, çünkü hiyerarşiyi kaldıran bir yapıdan bahsediyoruz YGA’da. Herkes birer gönüllü, hepsi en iyisi olsun istiyor.
Yapmaya çalıştığımız küçük şeylerin biz farkına varmasak da kartopu misali zamanla büyüyerek küçük yaştaki insanlara nasıl dokunduğumuzu sorgulama ve sonuçlarını kavrama şansı yakaladık bugün. ODP ile bir anda yüzmeyi yeni öğrenmeye çalışan bir bebeğin karşılaştığı zorluklarla karşılaştığımızı, sahada öğrenerek bu zorlukları aştığımızı konuştuk. Tüm bunları yaparken liderliğe bir adım daha yaklaştığımızı anladık. Buradaki liderlikten kasıt bir şirketin CEO’su olmak değil aslında. Amaç başkalarının hayallerini dinleyip kimi zaman onları cesaretlendirmek, onlara yol göstermek ve tüm bunları yaparken zamanla kendimizi geliştirmek, kendi içimizdeki dönüşüme ayak uydurmak, YGA’dan öncesi ve sonrası diyerek kendimizdeki ve dokunduğumuz kişilerdeki değişimleri görebilmek. Belki de en önemlisi ortaokul çağındaki kardeşlerimizin düşüncelerine ‘yanlış’ dememek, onların cesaretini kırmamak, yeri geldiğinde hayal güçlerinden beslenebilmeyi bilmek. Onları düşünceleri ile özgür bıraktığımızda neler yapabileceklerini izlemek, bazen kendimize bu özgürlük fırsatını tanımaktan nasıl da kaçmış olduğumuzu farkedip bir şeyleri değiştirebilmek, kendimize hatalar yapabilme lüksü tanımak ve bu hatalar sonucunda yapmayı istediğimiz şeylerden vazgeçmeden dersler çıkararak ilerlemek, başarının düz bir çizgi değil de kimi zaman başarı ve başarısızlık arasında dalgalanan bir grafik olduğunu gözlemleyip buna göre hareket etmek; seanslar sırasında yaşanan en ufak bir soruna bile çözüm yöntemi aramanın bizi geliştirdiği bilincine varmak mesele.
Continue Reading →